yeni kelimeler türetmeye açıktırlar; eren: anne sen de az mınzır değilsin... (munzur ve hınzırın karışımı)
söyleneni şıp diye anlarlar; eren: anne bana faydalı şekerden verir misin? anne: onun adı pastil oğlum. eren: anne bana postil verir misin?
uykudan önce tekrarlayan sağlık sorunları yaşayabilirler; elif: annee biraz yanımda durur musun, karnım ağrıyo da...(verilen bir kaç doz sevgi sonrası) anne: geçti mi? elif: evet ama birazdan tekrar ağrıyabilir...
oyun oynamayı severler; eren: anne sen "dana" oynamayı biliyo musun? anne: dana mı, nasıl bi oyun dana, hiç duymadım. elif: ya işte baya bir oyun, hani satranç gibi oynanıyo... anne: ha damaa :)))
duygusaldırlar; (kuzeninin elif' e hediye ettiği lazer ışık kalemi için) anne: elif' cim artık bununla oynarken pelin ablanı hatırlarsın... elif: evet ama o zaman da çok üzülürüm, çünkü onu ne kadar özlediğimi hatırlarım...
arabada plakalar ile oyalanmayı bilirler; eren:44 palatya demi? baba:evet, peki malatya' nın neyi meşhurdu? eren: sucuğu! elif: hayır eren sucuğu meşhur olan ay-fon!
içlerinde vatan sevgisi vardır; (anıtkabir gezisi sırasında) elif: eren hayır senin askere gitmeni istemiyorum, sen benim kardeşimsin, sana bir şey olursa çok üzülürüm. eren: bana bir şey olmaz, ben çukur kazıp içine saklanıp öyle ateş edeceğim, düşmanları yenince de geri geleceğim...