Quantcast
Channel: Anne Kaleminden
Viewing all articles
Browse latest Browse all 432

Çocuksuz Yaşam

$
0
0
Küçüklüğümden beri iflah olmaz bir çocuk severim. 13-14 yaşlarında mahallenin çocuklarını eve getirip yıkayıp - uyutmuşluğum, yedirip - doyurmuşluğum çoktur. Annemle gittiğim misafirliklerde bebek varsa en çok benim kucağımda rahat eder, onu bir tek ben seve seve oyalayabilirim. Velhasıl çocuk sahibi olmak eskiden beri yaşamayı çok istediğim bir deneyimdi. Çocuk sevmemek, çocuksuz bir hayatı seçmek ise aklımın-dimağımın alamayacağı bir düşünceydi.

Çocuksuz hayatı seçenleri anlamaya başlamam çocuklarımın 9' lu yaşlarına denk geliyor. Onlar büyüyüp ben orta yaşın keyfini sürmeye başlayınca biraz gözlerim açıldı. Çevremde evli-mutlu-çocuksuz çiftler artmaya başladığında ise bu konuyu daha derin düşünmeye başladım. 
Yaşadığımız modern çağda, üreme içgüdüsünü ve 'her kadın bu duyguyu tatmalı' klişesini bir yana koyarsak, çocuk sahibi olmak; üzerinde uzun uzun düşünülüp karar verilmesi gereken, bütçe-zaman-enerji planlaması gerektiren önemli bir projeden farksız. 

Çocuk yetiştirirken verilen maddi-manevi büyük çabalar sonucunda ebeveyn olarak hedefimiz ayakları üzerinde durabilen birer yetişkin ortaya çıkarmak yani projenin geri dönüşü tamamen manevi bir doyuma dayanıyor. 

Hayatını böyle bir çabayla ve sonsuz endişelerle geçirmek yerine; tatillerini okulların açık olduğu döneme denk getirmek, çocuksuz otelleri tercih etmek, +13 mekanlarda sadece kendi sorumluluğunu taşıyarak eğlenmek istemek gayet tabi bir tercih olabilirdi. Bebek ağlaması sesi, aylar süren uykusuz geceler, kardeş kavgalarından uzak bağımsız ve dingin bir hayat saygı duyulası bir tercihti. 
Zaten dünya nüfusu inanılmaz bir hızla artıyor, içilebilir su kaynakları tükeniyorken, savaşlar, açlık bu kadar artmış, insanlardan kalben uzaklaşmaya başlamışken, Suriyeli çocuklar, terk edilen bebekler gözlerimizin önündeyken bile isteye dünyaya bir çocuk daha getirmek ne kadar mantıklı olabilirdi.

Kreş parası, özel okul parası, etüt parası, kurs parası, küçük bir servet değerindeki oyuncakları, her sene büyüyen ayaklarıyla birer para öğütücüsü olan çocukların hayatımızdan bir an için uzaklaştığını düşünelim. Hayalini kurduğumuz tatiller, yurt dışı gezileri, almayı planladığımız her şeye çok daha kolay ulaşabilirdik. Ayrıca örnek olmak zorunda olduğumuz çocuklarımız yoksa yaşam tarzımızda daha özgür tercihler yapabilirdik.
Düşünerek, hissederek, planlayarak çocuksuz hayatı seçen yetişkinlerin; yaygın kanının aksine çoğu insandan daha derin hisseden, daha naif, daha duygusal insanlar olduklarını düşünüyorum. Hele bizimki gibi çocuk aşığı bir toplumda onca baskıya ve sorgulamaya rağmen bu kararı alabilmek hiç de kolay değil. 

Bence artık evlenince çocuk sahibi olmanın, acıkınca yemek yemek kadar doğal bir süreç olmadığını hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Anne olan kadının daha üstün, olmayanların ise eksik olduğu düşüncesi her gün daha çoğumuz tarafından sorgulanıyor. Anneliği tek başına bir meslek ya da bir sıfat olarak görenlerin sayısı giderek azalıyor. 

Yakın gelecekte çevremizde evlenmek istemeyen, evlenip de çocuk yapmamayı tercih eden, çocuksuz olup kedi-köpek beslemek isteyen insanları daha çok göreceğimizi düşünüyor, şimdiden hepsini saygıyla selamlıyorum :)


Tüm zorluklarına rağmen, çocuklu hayatı seçenleri yani kırmızı hapı yutanları ise sevgiyle kucaklıyorum :)))


Not: Görseller Pascal Campion

Viewing all articles
Browse latest Browse all 432

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue